# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَلْقٰى عَصَاهُ فَاِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُب۪ينٌۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Feelkâ ‘asâhu fe-iżâ hiye śu’bânun mubîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bunun üzerine Mûsâ asasını yere attı. Bir de ne görsünler, o her hâliyle kocaman bir ejderha kesilivermiş! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bunun üzerine Musa değneğini attı, besbelli bir yılan oluverdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler, asa açıkça kocaman bir yılan olmuş. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bunun üzerine Asasını bırakıverdi, ap açık bir ejderha kesiliverdi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bunun üzerine (Muusâ) asaasını bırakıverdi. Birde (ne görsünler) o, apaçık bir ejderha! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bunun üzerine (Mûsâ) asâsını (yere) bıraktı; bir de baktılar ki o, apaçık bir ejderhâdır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bunun üzerine Mûsa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bunun üzerine asasını bırakıverdi, o hemen bir apaçık ejderha kesildi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa asâsını yere bıraktığında o koca bir yılan kesiliverdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So (Moses) threw his rod, and behold, it was a serpent, plain (for all to see)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 32. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...
İsra suresinin 99. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 99. Ayet Arapça: اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ قَا ...