# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ نُوحٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | İż kâle lehum eḣûhum nûhun elâ tettekûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kardeşleri Nûh onlara şu öğütte bulundu: “Artık Allah’tan korkup günahlardan sakınmaz mısınız ?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 106,107,108,109,110. Kardeşleri Nuh, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hani kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O vakıt ki kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: siz Allahdan korkmaz mısınız? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hani biraderleri Nuuh onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: “(Allah'a karşı gelmekten) sakınmıyor musunuz?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O vakit kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: “- Siz Allah'dan korkmaz mısınız? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O vakit, kardeşleri Nûh, onlara dedi: «İttikada bulunmayacak mısınız? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kardeşleri Nuh onlara “Sakınmıyor musunuz?” demişti. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Behold, their brother Noah said to them: "Will ye not fear ((Allah))? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 106. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...