# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا بَطَشْتُمْ بَطَشْتُمْ جَبَّار۪ينَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ betaştum betaştum cebbârîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Mazlum ve biçâre insanları elinize geçirdiğiniz zaman, onlara hep böyle acımasız zorbalar gibi mi davranacaksınız?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yakaladığınız zaman, zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 124,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134,135. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Tutup yakaladığınız zaman zorbaca yakalarsınız.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Hem tuttuğunuz zaman merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem tuttuğunuz vakıt merhametsiz, cebbarcasına tutuyorsunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Tutub yakaladığınız vakit zorbalar gibi yakalar mısınız»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Yakaladığınız zaman da, (acımasızca) zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hem (ceza için) yakaladığınız vakit, merhametsizce, zorbaca yakalıyorsunuz (dövüyor, öldürüyorsunuz). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve şiddetle tutup yakaladığınız zaman, cebbârlar olarak gılzetle yakalamış oldunuz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ele geçirdiğiniz şeyleri zorbalıkla mı tutup alıyorsunuz? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And when ye exert your strong hand, do ye do it like men of absolute power? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 130. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...