# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا لَئِنْ لَمْ تَنْتَهِ يَا نُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمَرْجُوم۪ينَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû le-in lem tentehi yâ nûhu letekûnenne mine-lmercûmîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Dediler ki: “Ey Nûh! Eğer bu dâvandan vazgeçmezsen mutlaka taşlanarak öldürüleceksin!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dediler ki: Ey Nuh! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşlanmışlardan olacaksın! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Ey Nuh! Eğer bu işe son vermezsen, şüphesiz taşlanacaklardan olacaksın" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dediler ki: “Ey Nûh! (Bu işten) vazgeçmezsen mutlaka taşlananlardan olacaksın!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Dediler ki: "Ey Nuh! Eğer vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşa tutulanlardan olacaksın!" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | And ederiz ki dediler; eğer vazgeçmezsen yâ Nuh! Mutlak ve muhakkak recm edilenlerden olacaksın |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler ki: «Ey Nuuh, sen (bu dediğinden) vaz geçmezsen muhakkak ki taşlanmışlardan olacaksın». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar:) “Ey Nûh! Eğer (bu dediğinden) gerçekten vazgeçmezsen, mutlaka taşlana(rak öldürüle)nlerden olacaksın!” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar dediler ki: “- Ey Nûh! Sen eğer dediğinden vaz geçmezsen, muhakkak taşla öldürülenlerden olacaksın.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Ey Nûh! Eğer vazgeçmez isen elbette taşlanılmışlardan olursun.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ey Nuh,” dediler. “Bu işten vazgeçmezsen taşlanırsın.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "If thou desist not, O Noah! thou shalt be stoned (to death)." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 116. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...
İsra suresinin 99. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 99. Ayet Arapça: اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ قَا ...