# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَفَرَاَيْتَ اِنْ مَتَّعْنَاهُمْ سِن۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Eferaeyte in metta’nâhum sinîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Düşün bir kere, biz onları yıllarca yaşatıp nimetlendirsek, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 205, 206. Ne dersin! Eğer biz onları yıllarca yaşatıp nimetlerden faydalandırsak, sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 205,206,207. Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey Muhammed! Ne dersin; biz onları yıllarca (dünya nimetlerinden) yararlandırsak, |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gördün ya artık onlara senelerce zevk ettirsek, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gördün a artık onlara senelerce zevk ettirsek |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 205,206,207. Şimdi sen bana haber ver: Biz onları senelerce yaşatıb fâidelendirsek de sonra kendilerine tehdîd olunageldikleri (azâb gelib) çatıverse o yaşayıb fâidelenmiş oldukları (yıllar) kendilerini kurtarabilir mi? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 205,206. Söyleyin bakalım! Eğer onları senelerce (yaşatıp) ni'metlendirsek, sonra da o tehdîd edilmekte oldukları (azab) başlarına gelse (ne yapacaklar?) |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gördün ya, artık onları senelerce zevklendirsek, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Gördün mü onları senelerce faidelendirmiş olsak? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ne dersin: Biz onları yıllarca nimetlerimizden nasiplendirsek, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Seest thou? If We do let them enjoy (this life) for a few years, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 205. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا ...
Malı helâlinden kazanıp, sarfedilmesi emredilen yerlere harcamak suretiyle şükreden zenginin fazileti ile ilgili ayetler... AYETLER “Her kim ve ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَمَا جَعَلَهُ اللّٰهُ اِلَّا بُشْرٰى وَلِتَطْمَئِنَّ بِه۪ قُلُوبُكُمْۚ وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْه ...
Ayet-i kerimede buyrulur: خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ (Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahille ...
Başkasını kendine tercih etmek, varını yoğunu muhtaçlara vermek ile ilgili ayetler... AYETLER “Kendileri muhtaç olsalar bile, başkasını daha ço ...