# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ وَمَا عِلْم۪ي بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle vemâ ‘ilmî bimâ kânû ya’melûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Nûh şunları söyledi: “Onların geçmişte neler yaptıklarına dâir benim bir bilgim yoktur.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Nuh dedi ki: Onların yaptıkları hakkında bilgim yoktur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 112,113,114,115. Nuh: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Nûh, şöyle dedi: “Onların yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Nuh dedi ki: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Benim ne ılmim olabilir? dedi: onlar ne yapıyorlarmış |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Nuuh): «Benim onların neler yapmakda olduklarına bilgim yokdur» dedi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Nûh) dedi ki: “Onların (o hakir gördüğünüz kimselerin) ne yapmakta olduklarıhakkında benim bilgim yoktur. (Ben onların zâhirdeki îmanlarına bakarım.)” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Nûh dedi ki: “- Onların yapmakta oldukları amellere dair benim bilgim yoktur (sadakatlarını bilmem, dış görünüşlerine bakıyorum). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Onların ne yapar olduklarına benim ne bilgim olabilir?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nuh dedi ki: “Onların yaptıkları hakkında benim bilgim yoktur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "And what do I know as to what they do? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 112. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ İbrahim cidden ağır ba ...
Her vesileyle kullarını hayra teşvik eden Rabbimiz, kullarına iyiliği öğretmek üzere şöyle buyuruyor: KUR’AN’IN ÖZETİ SAYILAN AYET-İ KERİME “İyilik, ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَخَذَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَٓا اِنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَ ...
Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûren ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ ...