# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ي يُم۪يتُن۪ي ثُمَّ يُحْي۪ينِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżî yumîtunî śümme yuhyîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Beni öldürecek, sonra yeniden diriltecek olan O’dur.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O'dur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 75,76,77,78,79,80,81,82,83. İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “O, benim canımı alacak ve sonra diriltecek olandır.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "O ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir. " |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o ki beni öldürür, sonra beni yine diriltir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Beni öldürecek, sonra beni diriltecek olan Odur». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “O ki, beni vefât ettirecek; sonra beni diriltecek.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O'dur ki, beni öldürecek ve sonra beni diriltecek. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve O'dur ki, beni öldürür. Sonra da beni diritir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Beni öldüren ve sonra dirilten Odur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Who will cause me to die, and then to life (again); |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 81. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...