# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا وَهُمْ ف۪يهَا يَخْتَصِمُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû vehum fîhâ yaḣtasimûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Orada birbirlerini suçlayarak diyecekler ki: |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler: |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 96,97,98,99,100,101,102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler: |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki: |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | 95,96. Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Orada birbiriyle çekişerek şöyle dediler: |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 96,97. Onlar orada (putlarıyla) çekişerek derler ki: “Allah'a yemîn olsun ki, (biz)elbette apaçık bir dalâlet içinde imişiz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kâfirler, putları ve öncüleriyle cehennemde çekişirlerken, birbirlerine şöyle demektedirler: |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: |
11. | Ümit Şimşek Meali | Cehennemde çekişip dururken derler ki: |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "They will say there in their mutual bickerings: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 96. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...