# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُكَذِّبُونِۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle rabbi innî eḣâfu en yukeżżibûn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mûsâ şöyle karşılık verdi: “Rabbim! Doğrusu ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Musa şöyle dedi: Rabbim! Doğrusu, beni yalancılıkla suçlamalarından korkuyorum. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 12,13,14. Musa: "Rabbim! Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum; göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun'a da elçilik ver. Onların bana isnat ettikleri bir suç da vardır. Beni öldürmelerinden korkuyorum" demişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Mûsâ, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Muhakkak ki ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Musa) şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu ben korkarım ki beni yalancı sayarlar." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yarab! dedi: doğrusu ben korkarım ki beni tekzib ederler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, dedi ki: «Rabbim, onların beni tekzîb edeceklerinden cidden korkarım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Mûsâ şöyle) dedi: “Rabbim! Muhakkak ki ben, (onların) beni yalanlamalarından korkarım!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Mûsa dedi ki: “ - Rabbim! Doğrusu onların beni tekzib etmelerinden korkuyorum. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok ki, beni tekzîp edeceklerinden korkarım. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa “Ey Rabbim,” dedi. “Beni yalanlamalarından korkuyorum. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "O my Lord! I do fear that they will charge me with falsehood: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 12. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...