# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ meridtu fehuve yeşfîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Hastalandığım zaman bana şifâ veren O’dur.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 75,76,77,78,79,80,81,82,83. İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Hastalandığımda da O bana şifa verir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hastalandığım vakıt da bana o şifa verir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Hastalandığım zaman bana şifâ veren Odur». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Hem hastalandığım zaman da bana O şifâ verir!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hastalandığım zaman da, O bana şifa veriyor. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve hasta olduğum zaman bana ancak o şifa verir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Hastalandığımda bana şifa veren Odur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And when I am ill, it is He Who cures me; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 80. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...