# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَوَلَمْ يَكُنْ لَهُمْ اٰيَةً اَنْ يَعْلَمَهُ عُلَمٰٓؤُ۬ا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Eve lem yekun lehum âyeten en ya’lemehu ‘ulemâu benî isrâ-îl(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bu gerçeği İsrâiloğulları âlimlerinin bilmesi, müşrikler için yeterli bir delil teşkil etmez mi? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Benî İsrail bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir delil değil midir? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İsrailoğulları bilginlerinin bunu bilmeye bir delilleri yok muydu? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar (Mekke müşrikleri) için bir delil değil midir? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir âyet (delil) değil midir? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onu Beni İsrail ulemasının bilmesi de onlara bir âyet (bir delil) değil mi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İsrâîl oğulları bilginlerinin bunu bilmesi de onlar için bir âyet (bir delîl) değil miydi? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İsrâiloğulları âlimlerinin bunu (kitablarında görerek) bilmesi, onlar için bir delil değil midir? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İsrailoğulları âlimlerin, kitâblarında Kur'an'ın vasfını bilmesi de, o kâfirlere bir delil değil mi? (Bundan da Kur'an'ın sıhhatini anlamıyorlar mı?...) |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar için bir delil olmuş değil midir, onu Benî İsrail âlimlerinin bilir olmaları. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İsrailoğulları bilginlerinin bunu bilmesi onlar için bir delil değil mi? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Is it not a Sign to them that the Learned of the Children of Israel knew it (as true)? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 197. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...