# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّهُ لَف۪ي زُبُرِ الْاَوَّل۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-innehu lefî zuburi-l-evvelîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onun ineceğinden, önceki ümmetlerin kitaplarında da bahsedilmiştir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O, daha öncekilerin kitabında da zikredilmiştir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz bu (Kur’an’ın indirileceği) öncekilerin kitaplarında da vardı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem o şübhesiz evvelkilerin kitablarında da var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şübhe yok ki o (Kur'an) daha evvelkilerin kitablarında da vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve şübhesiz ki o(nun zikri) daha öncekilerin kitablarında da elbet vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten o, (Kur'an'ın nâzil olacağına dair vasıf) daha evvelki kitablarda da vardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve şüphe yok ki, o, daha evvelkilerin kitaplarında da (mezkûr)dur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Önceki kitaplarda da onun bahsi vardı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Without doubt it is (announced) in the mystic Books of former peoples. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 196. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...