# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnehu huve-ssemî’u-l’alîm(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Çünkü her şeyi hakkıyla işiten ve her şeyi en iyi bilen O’dur. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Çünkü her şeyi işiten, her şeyi bilen O'dur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 217,218,219,220. Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Çünkü her şeyi işiten, her şeyi bilen O'dur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Çünkü o öyle semi öyle alîmdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Çünkü hakkıyle işiden, hakkıyle bilen bizzat Odur. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki Semî' (hakkıyla işiten), Alîm (kemâliyle bilen) ancak O'dur. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü her şeyi künhü ile işitib bilen O'dur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok, bihakkın işitici, kemaliyle bilici O'dur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Çünkü O herşeyi işiten, herşeyi bilendir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | For it is He Who heareth and knoweth all things. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 220. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ يَا قَوْمِ اَرَاَيْتُمْ اِنْ كُنْتُ عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّ۪ي وَرَزَقَن۪ي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًاۜ وَمَٓا اُر۪يدُ ا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ İbrahim cidden ağır ba ...
Her vesileyle kullarını hayra teşvik eden Rabbimiz, kullarına iyiliği öğretmek üzere şöyle buyuruyor: KUR’AN’IN ÖZETİ SAYILAN AYET-İ KERİME “İyilik, ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَخَذَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَٓا اِنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَ ...
Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûren ...