# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنْ اَنَا۬ اِلَّا نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌۜ | |
Türkçe Okunuşu * | İn enâ illâ neżîrun mubîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 112,113,114,115. Nuh: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ben ancak açık, bir nezirim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ben (gelecek tehlikelerle) apaçık korkutandan başka (bir kimse) de değilim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ben sâdece apaçık bir korkutucuyum.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ben ancak açık bir korkutucuyum.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ben apaçık bir korkutandan başka değilim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ben ancak apaçık uyarıcıyım.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "I am sent only to warn plainly in public." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 115. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Kur’ân’ı tâne tâne oku.” (el-Müzzemmil, 4) KUR’AN’I YÜZÜNDEN DOĞRU BİR ŞEKİLDE OKUMAK Hadîs-i şerîfte de Kur’ân’ı güzel ...