Şuarâ Sûresi(26) 152. Ayet


152 / 227


# Meal Ayet
Arapça اَلَّذ۪ينَ يُفْسِدُونَ فِي الْاَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ
Türkçe Okunuşu * Elleżîne yufsidûne fî-l-ardi velâ yuslihûn(e)
1. Ömer Çelik Meali “İşi gücü dünyada bozgunculuk çıkarmak olan ve fakat düzeltme adına hiçbir şey yapmayan o kimselerin…”
2. Diyanet Vakfı Meali 151, 152. Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen aşırı gidenlerin emrine uymayın.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali 142,143,144,145,146,147,148,149,150,151,152. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi.
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali 151,152. “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.”
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali 151,152. "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın."
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali yer yüzünü gesada verirler de islâh etmezler
7. Hasan Basri Çantay Meali «Ki onlar yer (yüzün) de fesâd yapar, ıslah etmez kimselerdir».
8. Hayrat Neşriyat Meali “Onlar ki, yeryüzünde fesad çıkarırlar ve (gerek kendilerini, gerekse çevrelerinde bulunanları) ıslâh etmezler.”
9. Ali Fikri Yavuz Meali (Onlar) o kimselerdir ki, yeryüzünü fesada verirler de düzeltmezler.”
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Öyle kimseler ki, yerde ifsat ederler ve ıslah olmazlar.
11. Ümit Şimşek Meali “Onlar memlekette iyiliğe yanaşmaz, fesat çıkarırlar.”
12. Yusuf Ali (English) Meali "Who make mischief in the land, and mend not (their ways)."
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Şuarâ Sûresi 152. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-66-67-ayetleri-ne-anlatiyor-198348-m.jpg
Kehf Suresinin 66-67. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 66-67. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 66-67. Ayetleri Arapça: قَالَ لَهُ مُوسٰى هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2016/06/kuranokumaninfazileti-702x336.jpg
Kur’ân-ı Kerim Okumanın Fazileti İle İlgili Hadisler

Kur’ân-ı Kerim, İslâm dininin kutsal kitabıdır. Kur’an okumanın gerekliliği ve fazileti üzerinde sıkça durulur. Kur’an’ın bazı yerlerde kendini “zikr ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-54-ayeti-ne-anlatiyor-198332-m.jpg
Kehf Suresinin 54. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-198323-m.jpg
Kehf Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-45-ayeti-ne-anlatiyor-198300-m.jpg
Kehf Suresinin 45. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/kehf-suresinin-29-ayeti-ne-anlatiyor-198275-m.jpg
Kehf Suresinin 29. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...