# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَهُمْ عَلَيَّ ذَنْبٌ فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Velehum ‘aleyye żenbun feeḣâfu en yaktulûn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Hem benim onlara karşı işlediğim bir suçum da var. Bu yüzden beni öldürmelerinden korkuyorum.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onların bana isnad ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 12,13,14. Musa: "Rabbim! Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum; göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun'a da elçilik ver. Onların bana isnat ettikleri bir suç da vardır. Beni öldürmelerinden korkuyorum" demişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Bir de onlara karşı ben suçlu durumundayım. Bu yüzden onların beni öldürmelerinden korkarım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Hem onların bana isnad ettikleri bir suç var. Ondan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem onlara üzerinde bir günah var, ondan dolayı korkarım ki hemen beni öldürürler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Hem onların benim aleyhimde bir suç (da'vaları) da var. Bundan dolayı beni öldürmelerinden korkarım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Hem onlar için benim aleyhimde (bana isnâd ettikleri) bir suç da var (onlardan birini hatâ ile öldürmüştüm); bu yüzden beni öldürmelerinden korkarım!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de (Kıptî'yi öldürdüğümden) onların üzerimde bir kısas davası var, bundan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve hem onlar için benim üzerimde bir suç da var. Binaenaleyh beni öldüreceklerinden korkarım.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Hem onların gözünde suçluyum; beni öldürmelerinden korkarım.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And (further), they have a charge of crime against me; and I fear they may slay me." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...
İsra suresinin 99. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 99. Ayet Arapça: اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ قَا ...