# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَيَض۪يقُ صَدْر۪ي وَلَا يَنْطَلِقُ لِسَان۪ي فَاَرْسِلْ اِلٰى هٰرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Veyadîku sadrî velâ yentaliku lisânî feersil ilâ hârûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Göğsüm daralıyor, dilim konuşamaz oluyor. Onun için, ne olur, Hârûn’u da peygamberlikle şereflendir.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Bu durumda) içim daralır, dilim dönmez; onun için Harun'a da elçilik ver. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 12,13,14. Musa: "Rabbim! Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum; göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun'a da elçilik ver. Onların bana isnat ettikleri bir suç da vardır. Beni öldürmelerinden korkuyorum" demişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. Onun için, Hârûn’a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap).” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | ve Göğsüm daralır, dilim açılmaz, onun için Harûna da risalet ver |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Benim de göğsüm daralır, dilim açılmaz. Onun için Hâruuna (Cebrâili) gönder (ona da peygamberlik ver)». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ve göğsüm daralır, dilim açılmaz; onun için (bana yardımcı olmak üzere)Hârûn'a da peygamberlik ver!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hem (beni tekzib etmelerinden) canım sıkılır, dilim açılmaz. Onun için Hârun'a da peygamberlik ver (ve onu tebliğ için bana arkadaş yap). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve göğsüm daralır ve dilim açılmaz, artık Harun'a da risâlet ver.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Göğsüm daralır, dilim tutulur. Onun için Harun'a da peygamberlik ver. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "My breast will be straitened. And my speech may not go (smoothly): so send unto Aaron. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 13. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...