# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَتَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا فَارِه۪ينَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Vetenhitûne mine-lcibâli buyûten fârihîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Böyle sandığınız için mi, şımarık kimseler olarak dağlardan büyük bir ustalıkla görkemli evler yontuyorsunuz?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Böyle sanıp) dağlardan ustaca evler yontuyorsunuz (oyup yapıyorsunuz). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 142,143,144,145,146,147,148,149,150,151,152. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ki bir de dağlardan keyifli keyifli kâşâneler oyuyorsunuz." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki bir de dağlardan keyfli keyfli evler yontuyorsunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Dağlardan şımarık şımarık evler yontuyorsunuz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “(Kendi hâline bırakılacağını zanneden) şımarık kimseler olarak dağlardan evleryontuyorsunuz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de dağlardan (taşlarından) neşe ve zevkle evler yontuyorsunuz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve dağlardan hazıkâne bir halde evler yontuyorsunuz?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Öyle sandığınız için mi dağlarda konforlu evler yontuyorsunuz? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And ye carve houses out of (rocky) mountains with great skill. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 149. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...