# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَتِلْكَ نِعْمَةٌ تَمُنُّهَا عَلَيَّ اَنْ عَبَّدْتَ بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Vetilke ni’metun temunnuhâ ‘aleyye en ‘abbedte benî isrâ-îl(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “İşte başıma kaktığın bu nimet, gerçekte bir iyilik değil, İsrâiloğulları’nı kul köle yapmış olmanın bir sonucuydu.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O nimet diye başıma kaktığın ise, (aslında) İsrailoğullarını kendine kul köle etmendir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 20,21,22. Musa: "O işi kasden yaptımsa sapıklardan biri sayılırım. Bu yüzden sizden korkunca aranızdan kaçtım. Sonra, Rabbim bana hikmet verip, beni peygamber yaptı. Başıma kaktığın bu nimet, İsrailoğullarını kendine köle ettiğinden ötürüdür" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Senin başıma kaktığın bu nimet (gerçekte) İsrailoğullarını köleleştirmen(in neticesi)dir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "O başıma kaktığın nimet de (aslında) İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olmandır. " |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O başıma kakdığın bir ni'met de Beni İsraili kul, köle edinmiş olmandır. |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Bana karşı imtinân etdiğin (başıma kakdığın) o ni'met, Isrâîl oğullarını kendine kul (köle) edindiğin içindi». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “(Sarayında yetişmekle) başıma kaktığın bu ni'met de, İsrâiloğullarını kendine köle edindiğin içindir.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Zahiren başıma kaktığın o nimet de, gerçekte İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olman içindi.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve o da bir nîmettir ki, benim üzerime minnet ediyorsun, İsrailoğullarından köle edinmiş olduğundan dolayıdır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Başıma kaktığın iyiliğin sebebi de İsrailoğullarını kendine köle yapmış olmandı.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And this is the favour with which thou dost reproach me,- that thou hast enslaved the Children of Israel!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 22. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...