# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ي هُوَ يُطْعِمُن۪ي وَيَسْق۪ينِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżî huve yut’imunî veyeskîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Beni yedirip içiren O’dur.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Beni yediren, içiren O'dur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 75,76,77,78,79,80,81,82,83. İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “O, bana yediren ve içirendir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Beni yediren, içirendir," |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o ki bana o, yedirir, o içirir, |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Bana yediren, bana içiren Odur». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Beni yediren de, beni içiren de ancak O'dur!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O dur ki, beni yediriyor ve içiriyor. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve O'dur ki, bana o taam ihsan eder ve beni suya nâil buyurur.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Beni yediren ve içiren Odur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Who gives me food and drink, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 79. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ فِي اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Ayet-i kerimede buyrulur: لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُ۫فٌ رَ ...
"O, suyu acı ve tatlı iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir." (Rahmân Sûresi 19) "Fakat aralarında bir engel vardır; onu aşıp da birbi ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِق۪ينَ Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten ...
Ahkâf sûresinin 15. ayetinde şöyle buyrulur: Ahkâf Suresi 15. Ayet Arapça وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ اِحْسَانًاۜ حَمَلَتْهُ اُمُّهُ كُ ...