# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَكُبْكِبُوا ف۪يهَا هُمْ وَالْغَاوُ۫نَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Fekubkibû fîhâ hum velġâvûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ardından hem putlar, hem de onlara tapan azgınlar tepetaklak cehenneme atılacaklar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 94, 95. Artık onlar, o azgınlar ve İblis orduları, toptan oraya tepetaklak (cehenneme) atılırlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 94,95. Onlar, azgınlar ve İblis'in adamları, hepsi, tepetakla oraya atılırlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 94,95. Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi birden tepetakla oraya atılırlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve arkasından hep onlar (putlar ve azgınlar) o cehennemin içine fırlatılmaktadırlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve arkasından hep onlar o Cehennemin içine fırlatılmaktadır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 94,95. Artık onlar da, o azgınlar da, İblîs orduları da topdan yüzleri koyun, (cehennemin) içerisine atılmışlardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 94,95. Artık onlar ve azgınlar ve İblis'in askerleri, hepsi oraya (Cehenneme) yüzüstü atılırlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Arkasından da o kâfirlerle azgınlar cehennemin içine atılmakta, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onlar (putlar) ve o azgınlar orada (ateşlere) fırlatılmışlardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Derken, Cehenneme tepetaklak atılırlar onlar da, azgınlar da. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Then they will be thrown headlong into the (Fire),- they and those straying in Evil, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 94. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ يَا قَوْمِ اَرَاَيْتُمْ اِنْ كُنْتُ عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّ۪ي وَرَزَقَن۪ي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًاۜ وَمَٓا اُر۪يدُ ا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ İbrahim cidden ağır ba ...
Her vesileyle kullarını hayra teşvik eden Rabbimiz, kullarına iyiliği öğretmek üzere şöyle buyuruyor: KUR’AN’IN ÖZETİ SAYILAN AYET-İ KERİME “İyilik, ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَخَذَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَٓا اِنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَ ...
Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûren ...