Şuarâ Sûresi(26) 132. Ayet


132 / 227


# Meal Ayet
Arapça وَاتَّقُوا الَّذ۪ٓي اَمَدَّكُمْ بِمَا تَعْلَمُونَۚ
Türkçe Okunuşu * Vettekû-lleżî emeddekum bimâ ta’lemûn(e)
1. Ömer Çelik Meali “Öyle bir zattan korkun ki, bildiğiniz bunca nimetleri size verdi.”
2. Diyanet Vakfı Meali 132, 133, 134. Bildiğiniz şeyleri size veren, size davarlar, oğullar, bağlar, pınarlar ihsan eden (Allah'a karşı gelmek) den sakının.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali 124,125,126,127,128,129,130,131,132,133,134,135. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi.
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali 132,133,134. “Bildiğiniz her şeyi size veren, size hayvanlar, oğullar, bahçeler ve pınarlar veren Allah’a karşı gelmekten sakının.”
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali "O Allah'tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri vermekte,"
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali O Allahdan korkun ki size o bildiğiniz şeylere imdad buyordu
7. Hasan Basri Çantay Meali «Size bilib durduğunuz şeylerle (nimetlerle) yardım eden»,
8. Hayrat Neşriyat Meali “Bilip durduğunuz şeyler (ni'metler) ile size yardım edenden sakının!”
9. Ali Fikri Yavuz Meali Size bildiğiniz şeyleri verenden sakının;
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali «Ve o Zât'tan korkunuz ki, bildiğiniz şeylerle size imdat etti.»
11. Ümit Şimşek Meali “O Allah'tan korkun ki, size bildiğiniz bunca nimetleri verdi.
12. Yusuf Ali (English) Meali "Yea, fear Him Who has bestowed on you freely all that ye know.
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Şuarâ Sûresi 132. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/yunus-suresinin-17-ayeti-ne-anlatiyor-196658-m.jpg
Yunus Suresinin 17. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِبًا اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ All ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/cinler-neyden-yaratildi-hakkinda-kisaca-bilgiler-196648-m.jpg
Cinler Neyden Yaratıldı? Hakkında Kısaca Bilgiler

Rahman suresi 14. ayet: "Allah insanı kiremit gibi pişmiş bir çamurdan yarattı."Rahman suresi 15. ayet: "Cinleri de dumanı olmayan saf bir ateş alev ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/enam-suresindeki-10-emir-196638-m.jpg
Enam Suresindeki 10 Emir

Enam suresi 151, 152 ve 153. ayetlerde sıralanan buyruklar... ENAM SURESİNDEKİ ON EMİR “De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/yunus-suresinin-12-ayeti-ne-anlatiyor-196626-m.jpg
Yunus Suresinin 12. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِذَا مَسَّ الْاِنْسَانَ الضُّرُّ دَعَانَا لِجَنْبِه۪ٓ اَوْ قَاعِدًا اَوْ قَٓائِمًاۚ فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُ ضُرَّهُ م ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/sabiiler-ile-ilgili-ayetler-196634.jpg
Sabiiler ile İlgili Ayetler

Sabiîlik, El-Cezîre’de ortaya çıkan ve Hz. Yahyâ’ya (as.) bağlı olduğu ileri sürülen bir Yahûdi-Hristiyan mezhebi veya ışık-karanlık düalizmine dayalı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/yunus-suresinin-6-ayeti-ne-anlatiyor-196616.jpg
Yunus Suresinin 6. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ فِي اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ ...