# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَشِرْذِمَةٌ قَل۪يلُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne hâulâ-i leşirżimetun kalîlûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Halkı kışkırtmak için de şöyle seslendi: “Şu İsrâiloğulları bölük pörçük, üç beş çapulcudan ibarettir.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Esasen bunlar, sayıları az, bölük pörçük bir cemaattır.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 53,54,55,56. Bu arada Firavun şehirlere, "Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız" diyen münadiler gönderdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dedi ki, “Bunlar pek az ve önemsiz bir topluluktur.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Esasen bunlar, sayıları azar azar, bölük pörçük bir cemaattır." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şunlar şübhe yok ki bir şirzimei kaliledirler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Şübhesiz ki bunlar (Isrâîl oğulları) azar azar birer cemâatdir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Askerler toplanınca, Fir'avun:) “Şübhe yok ki şunlar (İsrâiloğulları) elbette az bir topluluktur.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | “-Bunlar, (Mûsa'ya iman eden İsraîloğulları), muhakkak ki (bize nisbetle) pek az bir topluluktur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şöyle diyordu: «Şüphe yok, onlar (israiloğulları) az kimselerden ibaret bir tâifedir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Bunlar küçük ve önemsiz bir topluluk,” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (Saying): "These (Israelites) are but a small band, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 54. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...