# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ صَالِحٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | İż kâle lehum eḣûhum sâlihun elâ tettekûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kardeşleri Sâlih onlara şu öğütte bulundu: “Artık Allah’tan korkup günahlardan sakınmaz mısınız?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kardeşleri Sâlih onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 142,143,144,145,146,147,148,149,150,151,152. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hani kardeşleri Salih, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O vakıt ki kardeşleri Salih onlara demişti: Allahdan korkmaz mısınız? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O zamanda ki biraderleri Saalih onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kardeşleri Sâlih onlara şöyle demişti: “(Allah'a karşı gelmekten) sakınmıyor musunuz?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O vakit, kardeşleri Salih (Peygamber) onlara şöyle demişti: “- Allah'dan korkmaz mısınız? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O vakit, onlara kardeşleri Salih dedi: «Korkmaz mısınız?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kardeşleri Salih onlara “Sakınmıyor musunuz?” demişti. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Behold, their brother Salih said to them: "Will you not fear ((Allah))? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 142. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...