# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا لَنْ نَبْرَحَ عَلَيْهِ عَاكِف۪ينَ حَتّٰى يَرْجِعَ اِلَيْنَا مُوسٰى | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû len nebraha ‘aleyhi ‘âkifîne hattâ yerci’a ileynâ mûsâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar ise: “Mûsâ aramıza dönünceye kadar onun karşısında boyun büküp tapınmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar: Biz, dediler, Musa aramıza dönünceye kadar buna tapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Musa bize dönene kadar buna sarılmaktan vazgeçmeyeceğiz" demişlerdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar da, “Mûsâ bize dönünceye kadar buzağıya ibadet etmeye devam edeceğiz” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar (cevap olarak şöyle) demişlerdi: "Musa bize dönüp gelinceye kadar, biz ona tapmaya elbette devam edeceğiz." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz dediler: bunun başına devam edip durmaktan asla ayrılmayız tâ dönünciye kadar bize Musa |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar ise: «Biz, demişlerdi, Musa bize dönüb gelinceye kadar o (buzağı) ya (tapmakda) kaaim ve dâim olmakdan kat'iyyen ayrılmayacağız». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar ise:) “Mûsâ bize dönünceye kadar, buna tapan kimseler olmaktan aslâ vazgeçmeyeceğiz” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar (Harûn'a cevaben) demişlerdir ki: “- Musâ bize dönüb gelinceye kadar, biz o buzağıya tapmakta devam edip durmaktan asla ayrılmayız.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Bize Mûsa dönüp gelinceye kadar biz buna (buzağıya) aleddevam tapmaktan geri duracak değiliz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar ise, “Musa dönünceye kadar biz buna ibadet etmekten vazgeçmeyeceğiz” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They had said: "We will not abandon this cult, but we will devote ourselves to it until Moses returns to us." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 91. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...