# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّا قَدْ اُوحِيَ اِلَيْنَٓا اَنَّ الْعَذَابَ عَلٰى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰى | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ kad ûhiye ileynâ enne-l’ażâbe ‘alâ men keżżebe vetevellâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | “«Şüphesiz bize, azabın, peygamberleri yalanlayıp doğru yoldan yüz çevirenlerin tepesine ineceği vahyolundu.»” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 46,47,48. Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Şüphesiz bize, azabın yalanlayan ve yüz çevirenlere olacağı vahyolundu.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Bize kesin olarak vahyolundu ki, azab şüphesiz (gerçeği) inkâr edip ona sırt çevirenleredir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İnan ki bize şöyle vahyolundu: her halde azâb, tekzib edin yüz çevirenedir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Bize şu hakıykat vahy olundu ki şübhesiz azâb, (peygamberleri) tekzîb edenlerin ve (Hakdan) yüz çevirenlerin tepesindedir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Doğrusu biz (öyle kimseleriz ki), gerçekten bize: 'Şübhesiz azab,(peygamberleri) yalanlayanlar ve (haktan) yüz çevirenler üzerinedir' diye vahyolundu.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten bize vahy olundu ki, azab, muhakkak olarak Peygamberleri inkâr edenlere ve imandan yüz çevirenleredir.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Muhakkak bize vahyolundu ki, şüphe yok azap, tekzîp eden ve yüz çeviren kimse üzerinedir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Bize şu da vahyedildi ki, azap yalanlayanların ve yüz çevirenlerin üzerinedir.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "´Verily it has been revealed to us that the Penalty (awaits) those who reject and turn away.´" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 48. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...