# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَن۪ٓي اَعْمٰى وَقَدْ كُنْتُ بَص۪يرًا | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle rabbi lime haşertenî a’mâ vekad kuntu basîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O: “Rabbim! Beni niçin kör olarak dirilttin? Oysa ben dünyada gözleri gören biriydim” diye itiraz edecek. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O zaman: "Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (O zaman Kur'ândan yüz çeviren kimse) "Rabbim! beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rabbım beni niçin kör olarak haşrettin, halbuki ben gözlü idim der |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Artık o zaman) o: «Rabbim, beni niçin kör haşretdin? Halbuki ben hakıykaten görücü idim» demişdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O:) “Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Hâlbuki (ben) gören bir kimse idim!” der. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Kur'an'dan yüz çeviren kimse) şöyle der: “- Rabbim, beni niçin kör olarak haşrettin. Halbuki ben (dünyada) gözlü idim, görüyordum.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Der ki: «Yarabbi! Ne için beni âmâ olarak haşrettin ve halbuki ben görücü idim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | O “Rabbim,” der. “Niçin beni kör olarak dirilttin? Oysa ben görüyordum.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He will say: "O my Lord! why hast Thou raised me up blind, while I had sight (before)?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 125. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 66-67. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 66-67. Ayetleri Arapça: قَالَ لَهُ مُوسٰى هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِ ...
Kur’ân-ı Kerim, İslâm dininin kutsal kitabıdır. Kur’an okumanın gerekliliği ve fazileti üzerinde sıkça durulur. Kur’an’ın bazı yerlerde kendini “zikr ...
Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...