# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْاٰنَ لِتَشْقٰىۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Mâ enzelnâ ‘aleyke-lkur-âne liteşkâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz bu Kur’an’ı sana güçlük çekip bedbaht olasın diye indirmedik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 2, 3. Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 2,3,4. Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 2,3. (Ey Muhammed!) Biz, Kur’an’ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (Allah’ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! Kur'ân'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kur'anı sana bedbaht olasın diye indirmedik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 2,3,4. Biz Kur'ânı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahdan) korkacak kimselere bir öğüd ve yerle o yüce yüce gökleri yaradanın tedricen indirdiği bir (kitâb) olmak üzere indirdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Sana Kur'ân'ı, sıkıntı çekesin diye indirmedik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), Kur'an'ı sana eziyet çekesin diye indirmedik; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bu Kur'an'ı sana meşakkate düşesin diye indirmedik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz Kur'ân'ı sana güçlük çekmen için indirmedik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We have not sent down the Qur´an to thee to be (an occasion) for thy distress, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 2. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...