# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ هُمْ اُو۬لَٓاءِ عَلٰٓى اَثَر۪ي وَعَجِلْتُ اِلَيْكَ رَبِّ لِتَرْضٰى | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle hum ulâ-i ‘alâ eśerî ve’aciltu ileyke rabbi literdâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mûsâ dedi ki: “İşte onlar, hemen peşimdeler. Benden daha çok hoşnut ve râzı olasın diye aceleyle sana geldim ey Rabbim!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Musa: İşte, dedi, onlar da benim peşimdeler. Ben, memnun olasın diye sana acele ile geldim Rabbim. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Musa: "Onlar ardımdadır, Rabbim! Hoşnut olman için Sana acele geldim" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Mûsâ, şöyle dedi: “Onlar, işte onlar hemen arkamdalar. Rabbim! Sen hoşnut olasın diye, acele ederek sana geldim.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Musa: "Onlar benim izimdeler (arkamdan beni takip edip geliyorlar). Ben sana acele ettim (geldim) ki, hoşnud olasın" dedi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onlar, dedi, benim izim üzerindeler ve ben sana acele ettim ki rabbım hoşnud olasın |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dedi: Onlar, işte onlar da benim ardımca (geliyorlar). Ben sana yönelerek acele etdim ki, yârab, (benden daha çok) hoşnud olasın». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Mûsâ) dedi ki: “İşte onlar da arkamdalar; Rabbim! Râzı olman için sana(gelmekte) acele ettim.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Mûsa dedi ki: “- Onlar, benim izim üzeredirler (beni takip ediyorlar). Ben, sana acele ettim ki, Rabbim hoşnud olasın.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Onlar da beni takip etmektedirler. Ve Rabbim ben Senin için acele ettim ki, (benden) razı olasın.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa “Onlar benim izimdeler,” dedi. “Ben ise Seni hoşnut etmek için aceleyle Sana geldim.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He replied: "Behold, they are close on my footsteps: I hastened to thee, O my Lord, to please thee." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 84. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...