# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا يَا مُوسٰٓى اِمَّٓا اَنْ تُلْقِيَ وَاِمَّٓا اَنْ نَكُونَ اَوَّلَ مَنْ اَلْقٰى | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû yâ mûsâ immâ en tulkiye ve-immâ en nekûne evvele men elkâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sihirbazlar: “Ey Mûsâ! İster önce sen at asânı, ister ilk atan biz olalım” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Ey Musa! Marifetini ya sen ortaya koy, ya da önce biz koyalım" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sihirbazlar: “Ey Mûsâ! Ya önce atmayı tercih edersin, ya da ilk atan biz oluruz” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sihirbazlar: "Ey Musa! Ya sen at, yahud ilk atan biz olalım" dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ya Musâ! Dediler: ya at, yâhud ilk atan biz olalım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler; «Ey Musa, (asaanı) ya sen at (ilkin), yahud önce atan kişiler biz olalım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Sihirbazlar:) “Ey Mûsâ! (Sen önce hünerini ortaya) atacak mısın, yoksa önce atan biz mi olalım?” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sihirbazlar: “- Ey Mûsa! (Asanı) ya sen at, yahud ilk atan biz olalım.” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Ey Mûsa! Ya sen atıver, veyahut ilk atan biz olalım.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Büyücüler, “Musa,” dediler. “Önce ister sen at, istersen biz atalım.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "O Moses! whether wilt thou that thou throw (first) or that we be the first to throw?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 65. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...