# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَتَنَازَعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ وَاَسَرُّوا النَّجْوٰى | |
Türkçe Okunuşu * | Fetenâze’û emrahum beynehum veeserrû-nnecvâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bunun üzerine sihirbazlar, yapacakları işleri aralarında tartıştılar ve gizli gizli fısıldaştılar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sihirbazlar işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sihirbazlar, işlerini kendi aralarında tartıştılar ve gizli gizli konuştular. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şöyle ki: aralarında işlerine kavraştılar ve gizli fısıldaştılar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Derken (sihirbazlar) aralarında işlerini çekişe çekişe (görüş) düler. (Sonra) gizlice müşavere etdiler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Buna rağmen (sihirbazlar Mûsâ hakkında yapacakları) işlerini aralarında tartıştılar ve fısıldamalarını gizli tuttular. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sihirbazlar aralarında işlerini görüştüler. (Mûsa galib gelirse ona iman edelim, dediler) ve (bunu) gizlice fısıldaştılar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık (sahirler) aralarında işlerine dair münakaşada bulundular ve gizlice konuştular. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Büyücüler aralarında tartıştılar, gizli gizli fısıldaştılar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So they disputed, one with another, over their affair, but they kept their talk secret. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 62. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...