# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَكَانَ لِزَامًا وَاَجَلٌ مُسَمًّىۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Velevlâ kelimetun sebekat min rabbike lekâne lizâmen veecelun musemmâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Eğer Rabbin tarafından, cezalarının erteleneceğine dair daha önce verilmiş bir karar ve bu kararın gerçekleşmesi için belirlenmiş bir süre olmasaydı, elbette hak ettikleri azap onları çoktan yakalamış olurdu! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Eğer Rabbinden, daha önce sâdır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, (ceza onlar için de dünyada) kaçınılmaz olurdu. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir hüküm ve belirlenmiş bir süre olmasaydı, onlar da hemen cezalandırılırlardı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Eğer Rabbinin verdiği bir hüküm ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rabbından bir kelime sebketmiş olmasa idi her halde azâb lizam olurdu fakat müsemmâ bir ecel var |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve ta'yin edilmiş bir va'de olmasaydı her halde (onlara da azâb) gelib yapışırdı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Eğer Rabbin tarafından önceden verilmiş bir söz (bir hüküm) ve ta'yîn edilmiş bir ecel (kıyâmet vakti) olmasaydı, (bunlara da azab) elbette (hemen) lâzım olurdu. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Eğer (azabın geciktirilmesine dair) Rabbinden bir hüküm geçmiş olmasaydı, elbette onlara (diğer kavimlere olduğu gibi), azab lazım gelirdi; fakat (onlar için) tayin edilmiş bir vakit var. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer Rabbinden sabk etmiş bir kelime ve tayin edilmiş bir müddet olmasa idi elbette büyük bir azap lâzım olurdu. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Eğer Rabbin tarafından verilmiş bir söz ve belirlenmiş bir ecel olmasaydı, azap hemen yakalarına yapışıverirdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Had it not been for a Word that went forth before from thy Lord, (their punishment) must necessarily have come; but there is a Term appointed (for respite). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 129. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...