# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَمَّٓا اَتٰيهَا نُودِيَ يَا مُوسٰى | |
Türkçe Okunuşu * | Felemmâ etâhâ nûdiye yâ mûsâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ateşin yanına varınca kendisine: “Ey Mûsâ!” diye nidâ edildi: |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi: |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Musa ateşin yanına gelince: "Ey Musa!" diye seslenildi: |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ateşin yanına varınca, ona şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: "Ey Musa! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Vaktâki ona vardı kendine şöyle nidâ olundu |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte (Musa) ona gidince kendisine (şöyle) nida olundu: «Ey Musa». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Nihâyet ona gelince kendisine: “Ey Mûsâ!” diye seslenildi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ateşe vardığı zaman, şöyle çağrıldı: “Ey Musa! |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vaktâ ki, ateşin yanına geldi. «Ya Mûsa!» Diye nidâ olundu. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ateşin yanına geldiğinde, “Ey Musa!” diye seslenildi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But when he came to the fire, a voice was heard: "O Moses! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 11. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّم ...
Kur’ân-ı Kerîm’in kâmilen tahsîli için şu üç merhaleye riâyet edilmelidir: KUR’AN’IN TAHSİLİ İÇİN 3 MERHALE Doğru Bir Şekilde Yüzünden Okuma; Ti ...
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...