# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | تَنْز۪يلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْاَرْضَ وَالسَّمٰوَاتِ الْعُلٰىۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Tenzîlen mimmen ḣaleka-l-arda ve-ssemâvâti-l’ulâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | O Kur’an, yeri ve yüce gökleri Yaratan tarafından parça parça indirilmiştir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Kur'an) yeri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 2,3,4. Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (O) yüksek gökleri yaratanın katından peyderpey indirilmiştir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yeri ve yüce gökleri yaratanın katından yavaş yavaş bir indirilişle (onu) indirdik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir tenzil olarak indirdik o yaradandan ki hem Arzı yarattı hem o yüksek yüksek Gökleri |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 2,3,4. Biz Kur'ânı sana zahmet çekesin diye değil, ancak (Allahdan) korkacak kimselere bir öğüd ve yerle o yüce yüce gökleri yaradanın tedricen indirdiği bir (kitâb) olmak üzere indirdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O Kur'ân,) yeryüzünü ve pek yüksek gökleri yaratan (Allah) tarafından peyderpey indirilmedir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Arzı ve yüce gökleri yaratandan, yavaş yavaş bir indirişle (onu) indirdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yeri ve yüksek gökleri yaratan zât tarafından tedricen indirilmiştir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O, yeri ve yüce gökleri Yaratanın katından peyderpey indirildi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | A revelation from Him Who created the earth and the heavens on high. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...