# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ بِجُنُودِه۪ فَغَشِيَهُمْ مِنَ الْيَمِّ مَا غَشِيَهُمْۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Feetbe’ahum fir’avnu bicunûdihi feġaşiyehum mine-lyemmi mâ ġaşiyehum | |
1. | Ömer Çelik Meali | Derken Firavun, askerleriyle Mûsâ ve kavminin peşine düştü. Ama deniz üzerlerine kapanıp, onları görülmedik bir şekilde yutuverdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunun üzerine Firavun, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Firavun, ordusuyla onları takip etti, deniz de onları içine alıverdi, hem de ne alış! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bunun üzerine Firavun askerleriyle birlikte onların peşine düştü de, deniz onları görülmedik bir şekilde kuşatıp yuttu. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Firavun ordularıyla hemen onları takip etti, denizden kendilerini sarıveren (korkunç boğulma) sarıverdi |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Derken Firavn ordulariyle onları ta'kıb etti, kendilerini de deryadan saran sarıverdi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Derken (Fir'avn), ordulariyle birlikde arkalarına düşdü, deniz de kendilerini nasıl kapladıysa öylece kaplayıverdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Derken Fir'avun ordusuyla onların peşine düştü (ve onlar da açılan yoldan denize girdiler). Bunun üzerine denizden onları kaplayan şey, kaplayıverdi (de hepsi boğulup helâk oldular). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hemen Firavun ordularıyla onları takip etti, kendilerini (Firavun'la İsrail oğullarını) denizden sarıveren (dehşetli ve korkunç boğulma) sarıverdi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Derken Fir'avun ordusuyla onların arkasına düştü. Artık kendilerini (Fir'avun ile ordusunu) denizden saran sarıverdi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Firavun, askerleriyle onların peşine düştü; sonra da deryadan onları kaplayacak olan şey kaplayıverdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then Pharaoh pursued them with his forces, but the waters completely overwhelmed them and covered them up. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tâ-Hâ Sûresi 78. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...