# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالَ اِنّ۪ي ذَاهِبٌ اِلٰى رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekâle innî żâhibun ilâ rabbî seyehdîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İbrâhim karar verdi: “Ben Rabbimin rızâsı için hicret ediyorum. Rabbim beni, kendisine en güzel şekilde kulluk yapabileceğim bir yere elbette ulaştıracaktır” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 99, 100. (Oradan kurtulan İbrahim:) Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek. Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İbrahim: "Doğrusu ben Rabbim uğrunda sizi bırakıp gidiyorum; O beni doğru yola eriştirir" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İbrahim, şöyle dedi: “Ben Rabbime (O’nun emrettiği yere) gideceğim. O, bana yol gösterecektir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir de dedi ki: "Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de dedi ki: ben rabbıma gidiyorum, o bana yolunu gösterir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (İbrâhîm): «Ben, dedi, doğrusu Rabbime gidiciyim. O, bana yol gösterir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Nihâyet (biz kendisini ateşten kurtardıktan sonra İbrâhîm) dedi ki: “Gerçekten ben Rabbime gidiciyim; (O) bana doğru yolu gösterecektir.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de (İbrahîm) şöyle dedi: “- Ben Rabbime, (bana emrettiği yere) gidiyorum, O bana yolunu gösterir.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve dedi ki: «Şüphe yok ben Rabbime gidiciyim, elbette beni doğru yola iletir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra İbrahim “Ben Rabbime gidiyorum; O bana yol gösterecek” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "I will go to my Lord! He will surely guide me! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 99. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 30. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 30. Ayet Arapça: وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ اِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هٰذ ...
Allah, inkâr edenlere Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek verir. Her ikisi de, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında idiler, fakat o ...
Furkân sûresi 15-16. âyetlerinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 15-16. Ayetlerinin Arapçası: قُلْ اَذٰلِكَ خَيْرٌ اَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ ا ...
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...