# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاسْتَفْتِهِمْ اَلِرَبِّكَ الْبَنَاتُ وَلَهُمُ الْبَنُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Festeftihim elirabbike-lbenâtu velehumu-lbenûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Müşriklere sor: “Kızlar Rabbinin de, erkek çocuklar onların mı?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Putperestlere sor: Kızlar Rabbinin de erkekler onların mı? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Putperestlere sor, kızlar senin Rabbinin de erkekler onların mı? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şimdi sor o seninkilere: Kızlar, Rabbinin de, oğlanlar onların mı? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi sor o seninkilere: rabbına kızlar, onlara oğullar öyle mi? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şimdi sor (Habîbim) onlara: Her halde kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı?! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Şimdi sor onlara: “Kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), şimdi Mekke halkına sor: “- Kızlar Rabbinin de, oğullar onların mı? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şimdi onlara sor, «Rabbin için kızlar, ve onlar içinse oğullar mı var? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sor onlara: Kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Now ask them their opinion: Is it that thy Lord has (only) daughters, and they have sons?- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 149. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...