# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَمْ خَلَقْنَا الْمَلٰٓئِكَةَ اِنَاثًا وَهُمْ شَاهِدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Em ḣalaknâ-lmelâ-ikete inâśen vehum şâhidûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da, onlar buna şâhit mi olmuşlar? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yoksa biz melekleri onların gözü önünde kız olarak mı yarattık? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yoksa melekleri kız olarak yarattığımızda onlar hazır mı idiler? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yoksa biz melekleri dişi yaratmışız da onlar şahit mi bulunuyorlarmış? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yoksa biz Melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yoksa biz melekleri dişi yaratdık da onlar (buna) şâhid midirler? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yoksa melekleri dişiler olarak yarattık da, onlar (buna) şâhid olan kimseler miydi? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yoksa biz, melekleri dişi yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yoksa melekleri dişiler olarak mı yarattık? Onlar da şahitler mi idiler?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Veya Biz melekleri dişi yarattık da onlar buna tanık mı oldular? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Or that We created the angels female, and they are witnesses (thereto)? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 150. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...