# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظ۪يمِۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve necceynâhumâ ve kavmehumâ mine-lkerbi-l’azîm(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Her ikisini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İkisini ve milletlerini büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem kendilerini ve kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hem onlar, hem kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Çünki kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan (Fir'avun'un işkencesinden)kurtardık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hem kendilerini, hem (kendilerine iman eden) kavimlerini o büyük felâketten, (suda boğulmaktan) kurtardık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve ikisini de ve kavimlerini de pek büyük bir gamdan kurtardık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Her ikisini ve kavmini o büyük dertten kurtardık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We delivered them and their people from (their) Great Calamity; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 115. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...