# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَغْوَيْنَاكُمْ اِنَّا كُنَّا غَاو۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Feaġveynâkum innâ kunnâ ġâvîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Evet, sizi baştan biz çıkardık; çünkü zâten kendimiz de azmış gitmiştik.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Biz sizi azdırdık. Çünkü kendimiz de azmıştık.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Sizi biz azdırmıştık, çünkü kendimiz azgındık". |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Evet biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz azgındık." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Evet biz sizi kışkırttık, çünkü biz azgındık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Çünkü biz de sizi (büsbütün) başdan çıkardık. Zîrâ biz de azgın kimselerdik». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Evet, (biz) sizi azdırdık; çünki kendimiz azgın kimseler idik.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü biz, sizi, dinden çıkardık. Gerçekten biz azgın kimselerdik.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Evet. Biz sizi sapıttırdık, muhakkak ki, biz de sapıklığa düşmüş kimseler idik.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Doğru, sizi biz baştan çıkardık; çünkü biz de azmış gitmiştik.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "We led you astray: for truly we were ourselves astray." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 32. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...