# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاِنَّهُمْ لَاٰكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-innehum leâkilûne minhâ femâli-ûne minhâ-lbutûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Cehennemlikler bundan yer ve karınlarını tıka basa bununla doldururlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bundan sonra şübhesiz ki onlar, elbette bundan yiyecek kimseler olup, artık karınları(nı) bununla dolduracak olanlardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak o kâfirler bundan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık şüphe yok ki onlar, ondan elbette yiyicilerdir ve ondan karınlarını dolduruculardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ondan mutlaka yiyecekler, hem de karınlarını tıka basa dolduracaklar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Truly they will eat thereof and fill their bellies therewith. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 66. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...