# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظ۪يمٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve fedeynâhu biżibhin ‘azîm(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Oğlunun canına bedel olarak, ona büyük bir kurbanlık verdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 107, 108, 109, 110, 111. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim'e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz, (İbrahim’e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail’i) kurtardık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dedik ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (oğluna bedel) ona büyük bir kurbanlık fidye verdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Oğlunu kesmeğe karşılık) ona büyük bir kurbanlık, (semiz koç) fidye verdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve O'na bir büyük kurbanlık bedel verdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Oğlunun yerine, ona büyük bir kurbanlık verdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We ransomed him with a momentous sacrifice: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 107. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...