# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَا ف۪يهَا غَوْلٌ وَلَا هُمْ عَنْهَا يُنْزَفُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Lâ fîhâ ġavlun velâ hum ‘anhâ yunzefûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İçinde zararlı ve sersemletici hiçbir şey bulunmaz; ondan içmekle sarhoş da olunmaz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O içkide ne sersemletme vardır ne de onunla sarhoş olurlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 45,46,47. Baş ağrısı vermeyen, sarhoş etmeyen, içenlere zevk bahşeden bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kadehler sunulur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Orada bir humar (baş ağrısı) da yok, onların bundan bîhuş olacakları da yok. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onda ne bir sersemletme vardır, ne de onlar ondan sarhoş olurlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onu içmekte bir gaile yok ve onlar, ondan sarhoş da olmazlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kendisinde ne bir gâile vardır, ve ne de onlar ondan sarhoş olacaklardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ne rahatsızlık verir, ne sarhoş eder. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Free from headiness; nor will they suffer intoxication therefrom. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 47. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...