# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَةً لِلظَّالِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ ce’alnâhâ fitneten lizzâlimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz onu zâlimler için bir imtihan ve azap sebebi kıldık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 62, 63. Şimdi, ziyafet olarak, cennet ehli için anılan bu nimetler mi daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Biz o ağacı, zalimler için bir dert yaptık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakıykat, biz onu zaalimler (kâfirler) için bir fitne (imtihan) yapdık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Gerçekten biz, onu (alevler içindeki o ağacı) zâlimler için bir fitne (dünyada bir imtihan vesîlesi) kıldık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten biz zakkûm ağacını kâfirler için (ahirette) bir azab yaptık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, Biz onu (O ağacı) zalimler için bir mihnet kıldık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz onu zalimler için bir belâ yaptık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | For We have truly made it (as) a trial for the wrong-doers. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 63. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...