# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve teraknâ ‘aleyhi fî-l-âḣirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonraki nesiller arasında onun için güzel bir nâm bıraktık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 107, 108, 109, 110, 111. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim'e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 108,109. Sonra gelenler içinde "İbrahim'e selam olsun" diye ona iyi bir ün bıraktık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Namına da bıraktık sonrakiler içinde |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra gelen (peygamberler ve ümmet) ler arasında ona (iyi bir nam) bırakdık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem sonraki (ümmet)ler içinde ona (iyi bir nâm) bıraktık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yine ona, sonradan gelenler içinde iyi bir yâd bıraktık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve sonrakilerin arasında O'na karşı (bir güzel sena) bıraktık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve ardında ona iyi bir nam bıraktık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We left (this blessing) for him among generations (to come) in later times: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 108. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...