# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَح۪يمِ | |
Türkçe Okunuşu * | İllâ men huve sâli-lcahîm(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Siz ancak ille de cehennemi boylayıp orada kavrulmak isteyen azgınları saptırabilirsiniz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 161, 162, 163. Sizler ve taptığınız şeyler! Hiçbiriniz, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah'a karşı azdırıp saptıramazsınız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 161,162,163. Sizler ve taptığınız şeyler, cehenneme girecek kimseden başkasını Allah'a karşı azdırıcı değilsiniz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 161,162,163. (Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız, cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah’ın yolundan saptırabilirsiniz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 161,162,163. Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah'a karşı kandırıp, saptıramazsınız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Meğer ki Cahîme saldıran olsun |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Meğer ki kendisi cehenneme girecek kimse olsun. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ancak (kendi ameli ile hak ederek) Cehenneme girecek olan o kimse hâriç. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Meğer ki, (Allah'ın ezelî ilminde) cehenneme girecek kimse olsun. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ancak (kendisini) cehenneme saldıran kimse müstesna. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ancak Cehenneme atılacak kimse müstesna. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Except such as are (themselves) going to the blazing Fire! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 163. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...