# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-innâ lenahnu-lmusebbihûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Biz, Allah’ın her türlü eksiklik ve ortaktan uzak olduğunu sürekli ikrar ve ilan etmekteyiz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 164, 165, 166. (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 164,165,166. Melekler şöyle derler: "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız, şüphesiz biz Allah'ı tesbih edenleriz." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 164,165,166. (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biziz o tesbîh edenler de mutlak biz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Hem muhakkak ki, tesbîh edenler gerçekten ancak biziz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ve Muhakkak ki biz, (Allah'ı şanına lâyık olmayan şeylerden) tenzih edenleriz.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ve biz Allah'ı tesbih edenleriz.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And we are verily those who declare ((Allah)´s) glory!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 166. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...