# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-inne cundenâ lehumu-lġâlibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Neticede üstün gelen, kesinlikle her zaman bizim ordumuz olacaktır.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bizim ordumuz şüphesiz üstün gelecektir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 171,172,173. Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: "Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve elbette bizim askerlerimiz mutlak onlar galib geleceklerdir» |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Muhakkak bizim ordumuz, her halde onlar galebe edicidirler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve şübhesiz bizim ordumuz (ki elbette) onlar galib gelenlerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ve elbette bizim (mümin) askerlerimiz; muhakkak onlar galib geleceklerdir.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve muhakkak ki, Bizim ordumuz, elbette galipler olanlar onlardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve üstün gelen, Bizim ordumuz olacaktır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And that Our forces,- they surely must conquer. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 173. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...