# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Hâżâ yevmu-lfasli-lleżî kuntum bihi tukeżżibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Melekler de: “Evet, evet! Sizin dünyada iken yalan saydığınız hüküm günü, işte bu gündür!” diye cevap verecekler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bu, yalanlamış olduğunuz hüküm günüdür. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlara: "İşte bu, yalanladığınız hüküm günüdür" denir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlara, “İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür” denilir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Onlara): "İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz (iyi ve kötüyü) ayırt etme günüdür" denir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bu işte o sizin yalan dediğiniz fasıl günü |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Evet), bu, sizin tekzib eder olduğunuz ayırdetme günüdür. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Melekler onlara der ki:) “(Evet) bu, kendisini yalanlamakta olduğunuz ayırma günü (aranızda hüküm verme günü)dür!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bu, işte o sizin yalan dediğiniz (müminle kâfiri) ayırd etme günüdür. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte yalanladığınız hüküm günü! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (A voice will say,) "This is the Day of Sorting Out, whose truth ye (once) denied!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...