# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَلَبِثَ ف۪ي بَطْنِه۪ٓ اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Lelebiśe fî batnihi ilâ yevmi yub’aśûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Elbette insanların yeniden diriltileceği güne kadar o balığın karnında kalacaktı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 143, 144. Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 143,144. Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı, tekrar diriltilecek güne kadar balığın karnında kalacaktı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 143,144. Eğer o, Allah’ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 143,144. Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Her halde (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar onun karnında kalıb gitmişdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 143,144. Fakat gerçekten o, tesbîh edenlerden olmasaydı, mutlaka (insanların)diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak (kabirlerden) dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Elbette ki, onun karnında, tekrar dirilecekleri güne kadar kalırdı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Diriltilecekleri güne kadar balığın karnında kalacaktı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He would certainly have remained inside the Fish till the Day of Resurrection. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sâffât Sûresi 144. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...